TÜRKÇÜ TOPLUMCU BUDUNCULAR


 
   

FORUM OTAĞI

   
 


 

 

Ana Sayfa

FORUM OTAĞI

İletişim

Ziyaretşi defteri

HABERLER

SERGİ

DOST SİTELER

TURAN ESERLERİ MÜZİKLERİ

ALİ ÇALIKUŞU HİTABELERİ

ÖNEMLİ VE GİZLİ BELGELER

TKHCR RAP ÇAŞIŞMAŞARI

SİTENİ TANIT

DESTANLAR

TÜRK YURTLARI

FORUM

TELEVİZYON İZLE

GENEL HABERLER

 


     
 

=> Daha kayıt olmadın mı?

TÜRK OTAĞI

Myspace Mp3 Player, MySpace MP3 Players, Flash MP3 PlayersI made this MySpace Music Player at MyFlashFetish.com.




FORUM OTAĞI - H. Nihal Atsız ve Düşünce Özgürlüğü

Burdasın:
FORUM OTAĞI => H.NIHAL ATSIZ => H. Nihal Atsız ve Düşünce Özgürlüğü

<-Geri

 1 

Devam->


Mc_eRaLp
(şimdiye kadar 9 posta)
24.06.2007 15:58 (UTC)[alıntı yap]
H.Nihal Atsız, Cumhuriyetin kuruluşundan sonra Türkçülük akımını temsil eden fikir adamı, edebiyat araştırıcısı, şâir ve yazardır. Ümmetten millete geçiş sürecinde millet olma bilincinin Arap-Fars kültürü ile karışmış islami inanç ve kabulleri tümden red ederek saf Türk kültürünün öne çıkarılması ve Türk unsurunun yönetimde söz sahibi olması ile sağlanacağına inanıyordu. Temelde bu kabul Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluş gerekçesi ve temel felsefesi ile çok yakındır. Bu yönde eserler ve beyanatlarla örneklenebilir. Güneş Dil-Tarih Teorisi'nin, amacı da bu görüşü delillendirmektir.

H. Nihal Atsız, Ziya Gökalp'in sistemleştirdiği, Atatürk'le siyasi başarıya ulaştırılan Türkçülük akımınını edebi eserler ve kültür araştırmalarıyla sürdüren ve sanatçı yaradılışı ile bu birikimi şiir ve romana taşıyan değerli bir düşünce ve sanat adamıdır. Pek çok sanat ve fikir adamı gibi, kendi bilgi, tercih ve algılamalarının dışındaki yaklaşımlara karşı sert ve kapalıdır. Ayrıca Cumhuriyetin ilk aydınlarında hakim olan düşüncelerini açık, kesin ve yüksek sesle dile getirmek hem şahsi üslubu, hem de tercihidir. Türk Edebiyat Tarihi açısından alanlarında tek olan Bozkurtların Ölümü, Bozkurtların Dirilişi, Deli Kurt ve Ruh Adam romanları edebi açıdan hala gerektiği gibi tahlil edilmemiş ve değerlendirmemiştir. Türk edebiyatının dışlanarak unutulmuşluğa terkedilen eserleri arasında objektif eleştirileri beklemekteler.

İsmet İnönü iktidarı, Almanya'nın mağlubiyeti ile birlikte milliyetçilik hareketlerini cezalandırma kararı almışlar ve H. Nihal Atsız, başkanlığında kırküç kişiyi günah keçisi olarak ilan etmişlerdir. 1944 Irkçılık ve Turancılık Davası ile birlikte düşünce ve sanat adamlarını ve akımlarını suçlu kabul etmek geleneğini başlatmıştır.

Nihal Atsız ve arkadaşları "Irkçılık ve Turancılık Davası"nın hem esasdan hem usulden red edilerek bütün sanıkların beraat etmelerine rağmen mahkeme kararına siyasi olarak saygı gösterilmemiş ve kamu vicdanında şaibe bırakılmıştır. Bu davanın sonucunda Türk siyaseti ve hukuku günümüze kadar gelen iki önemli yara almıştır. İlki hukukun verdiği beraat, bütünüyle suçsuzluk anlamını taşıyan kararlara saygı göstermemek; buna bağlı olarak siyaset kültürünün zenginleşmesi ve gelişmesi için şart olan bilgiye dayalı fikri akımların dâima arkasında bir suç örgütü ve devleti, rejimi yıkmaya yönelik amaçlar gizlediği inancının toplumsal bilince yerleştirilmesidir.

Beraat ettikten sonra H. Nihal Atsız'ın Süleymaniye Kütüphanesinde tecrit edilmiş sıradan bir memuriyete mahkum edilmesi, Alparslan Türkeş'in orduda ve siyaset hayatında hep olumsuz bir nitelik gibi ifade edilerek, bu davanın gölgesini taşıması ülkeye hizmetteki katkılarını engellemiştir.

H.Nihal Atsız ve Alparslan Türkeş'i beraat ettikleri bir davadan, medya yoluyla mahkum eden sol zihniyeti temsil edenlerin öncüsü olarak Nazım Hikmet, Sabahattin Ali, Rıfat Ilgaz'da aynı anlayışla dışlanmışlardır. Ne hazindir ki Türk aydınları rekabet duygularını, yok etmek içgüdüsünden ayırıp aşamadıkları için suç örgütü vehminin düşünce ve sanatın arkasına yerleşmesine yardımcı olmuşlardır. Bu sebeble günümüzde de suç örgütleri nadiren yakalanırken sağda, solda veya ortada düşünen ve yazan herkes mutlaka hapse girip çıkmaktadır.

Suçla düşünceyi ve ideali birbirinden ayıramayan bu zihniyetin en şiddetli uygulayıcıları 12 Eylül'de Türk gençliğinin hemen hemen yarısını delilsiz ispatsız hapse atmış ve işkence etmiştir. Böylece Türk toplumunun tamamını örselemiştir. Mahkeme ve hapishaneler, sade insanların doğal yaşamlarının bir parçası haline getirmiştir. Toplumun tamamı şaibeli olunca da gerçek suçlu ve suç örgütleri bu gölgenin arkasında rahatlıkla büyümüş ve çoğalmışlardır. 12 Eylül sonrası gelişen P.K.K, Hizbullah ve Mafya suçsuz insanların suçlanması sonucunda kamu vicdanında oluşan adalete güvensizlik ortamından beslenmiştir.

Atatürk sonrası Cumhuriyet Halk Partisi'nin düşünce özgürlüğüne karşı geliştirdiği yöntem siyasi iktidarların hepsi tarafından benimsenmiş ve basının temel yaklaşımından günlük hayata kadar her alana ve herkese yerleşmiştir. Farklı yaklaşım ve fikirleri bilgiye dayanarak tartışmak ve sağlıklı eleştiriyi yerleştirmek yerine kendi düşüncesi dışındakileri suçlu göstererek kişileri yok ederken Türk kültür, sanat ve siyaseti erozyona uğramıştır. Kültür, sanat ve siyasette tek boyutlu, içe dönük farklılaşamayan ve gelişemeyen tabiatın hakimiyet kazanmasında meseleleri bilgiye ve güvene dayalı tartışma ortamlarında kişisel kompleksleri aşarak eleştirme geleneğinin yerleşememesinin rolü çok büyüktür.

H. Nihal Atsız'a karşı yürütülen dışlama ve cezalandırma kampanyası Türk kültür hayatını yetenekli bir yazar ve düşünürden mahrum etmenin ötesinde hayatımıza her yeni giren fikir ve sanat akımının suçlanarak dışlanması anlayışının yerleşmesine yardımcı olmuştur.

H. Nihal Atsız, başarılı bir araştırıcı, roman tekniğine yenilik katmış, tarihi ve psikolojik roman dallarında kilometre taşı niteliğinde eserler yaratmış, Türkçü bir düşünür ve sanat adamıdır. Türkçeye hakimiyeti ve kendine has usulubu başlıbaşına bir araştırma konusudur. Dünyada hiç bir düşünürün, düşünce sistemi ve eserleri bütünüyle gerçek hayat ve devlet siyasetiyle üst üste gelmemiştir. Ancak başarılı siyasetçiler bu düşünürlerden ve eserlerinden ilham alarak yeni siyaset kültürleri üretmiş, devlet ve millet hayatını anlamlı kılmışlardır.

Düşünce özgürlüğünün ve insan haklarının ülkemizde hakimiyetini isteyenler öncelikle suç ve suç örgütlerini hukuk alanına bırakma alışkanlığını, mahkeme karararına saygıyı, beğenmedikleri ve tanımadıkları düşünce ve bilgileri insan yaradılışının farklılığı olarak kabul etmek mecburiyetindedirler. Bir toplumda bir kişiye yapılan haksızlık yarınlarda herkese yapılır. Aydınlar, bilgiye ve esere dayalı diyaloglarla sanatta, kültürde ve siyasette kendi görüşlerinin de karşıtlarıyla çarpışa çarpışa gelişeceğini bir yetişkin gibi içlerine sindirmelidirler. Kapalı ve tek yönlü düşünce sistemi olan komünizm'in getirdiği çöküş, tek faktör ve tek yorumun çöküşü olarak algılanmalıdır.

Türk kültür ve sanat hayatına olağanüstü zenginlikler katan, değerli Türkçü Fikir adamı ve sanat adamı, benim için değerli bir dost olan merhum H. Nihal Atsız'ın aziz hatırası önünde saygıyla eğiliyorum.

AlıNTı



Bütün konular: 9
Bütün postalar: 14
Bütün kullanıcılar: 9
Şu anda Online olan (kayıtlı) kullanıcılar: Hiçkimse crying smiley

 
 

 

 
HERŞEY TURAN İÇİN
BAŞBUĞ KEMAL ATATÜRKÜN YOLUNDA IRKIMIZIN SAVUNUCUSU HEDEF TURAN IN ÖNCÜLERİYİZ Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol